World of Warcraft : Cataclysm Türkçe Çeviri Lore
Warcraft hikayesini kült yapan karakterlerin ve hikayenin zirvesi The Lich King Arthas Menethil'in Paladin Tarikatı liderlerinden Tirion Fordring ve onun komutuasundaki Argent Crusade(Order of the Silver Hand ve
the Argent Dawn birleşimi olan bir ordu) ordu kuvvetleri ile devrildikten sonra, Blovar'ın yeni Lich King olmasıyla, Scourge tehlikesi sona ermişti. Lakin hikayeye yeni bir kötü adam lazımdı ve bu kişi de Kanatlı Ölüm ve Dünya Gözcüsü Deathwing oluyor.
Başlarda dikkate almaya dahi değmeyen sarsıntılar giderek artıyordu. Şehirlerde, kasabalarda bunun bir işaret olduğunu, karanlık günlerin geri döneceğini söyleyen felaket tellalları kendilerine taraftar topluyor, Durotar ve Stormwind çıkmak üzere olan isyanlara karşı tetikte bekliyordu. Ancak Azeroth hala eski günahların bedelini ödeyememişti.
Başlarda dikkate almaya dahi değmeyen sarsıntılar giderek artıyordu. Şehirlerde, kasabalarda bunun bir işaret olduğunu, karanlık günlerin geri döneceğini söyleyen felaket tellalları kendilerine taraftar topluyor, Durotar ve Stormwind çıkmak üzere olan isyanlara karşı tetikte bekliyordu. Ancak Azeroth hala eski günahların bedelini ödeyememişti.
Spellweaver
Malygos’un düşüşünün ardından eski yoldaşları ve baş düşmanları olan dört
Aspect’in zayıfladığını düşünen Dünya'nın Koruyucu Neltharion (the Earth-Warder),
Tüm Azeroth’un bildiği ismi ile Deathwing (Aspect of Death) yıllardır gizliden
gizliye yürüttüğü planının kendisine düşen bölümünü gerçekleştirmek üzere tekrar
kanat çırpmaya hazırlanıyordu.
Aspect of Death |
Aldığı ağır yaraların iyileşmesini ve dağılan güçlerinin toplanmasını bekleyen Deathwing, artık kendini hazır hissediyordu. Yıllar sonra ilk kez ayağa kalktı. Saklandığı Deepholm de yukarı doğru süzülmeye başladı. Titanlardan miras kalan ve Eski Tanrılar tarafından iyice yozlaştırılmış güçlerini kullanarak Elemental Boyut ile Azeroth arasında bir yol açtı kendine. Ancak bu yaptığının sonuçları Azeroth için bir felaket oldu. Tüm gezegenin bel kemiği olan Dünya Sütunu (The World Pillar) bu hareketinin etkisi ile parçalandı. Dünya Sütunun parçalanmasıyla beraber aynı şey Azeroth’un başına da gelmeye başladı. Kadim Toprak Halka (The Earthen Ring) gezegeninin acı dolu feryatlarını duydu. Muln Earthfury’nin etrafında toplanan güçlü şamanlar Dünya Tapınağı’nın kontrolünü Alacakaranlık Çekinci’nden alarak sütuna kendi elemental güçleri ile destek oldular. Azeroth’un parçalanmasını durduran bu hareketlerine rağmen yinede çok şey olmuştu.
Azeroth’un
çehresi ebediyen değişti. Barrens’in ikiye yarılmasından Gilneas’ın batışına,
Elemental Boyut (The Elemental Plane) ile Azeroth’un birbirlerine karışmasına
kadar bir çok felaket yaşandı. Bu ve bu gibi felaketler sonucunda oluşan
kargaşadan yararlanan Deathwing ağır darbelerini indirmeye başladı tüm
düşmanlarına. Tüm Azeroth onun düşmanıydı. Sağdık hizmetkarları Alacakaranlık
Çekici’nin yardımı ile artık Afet (The Cataclysm) başlatılmıştı.
Deepholm'dan çıkış - The Shattering
Bir müddet
gökyüzünde kanat çırpıp dünyayı alevleri ile dolaşan Deathwing, tüm yaşayanlara
geri döndüğünü haykırıyordu. Deathwing’in ilk işi Firelord Ragnaros’u ve
Fireland’in öfkesini Hyjal Dağına göndermek oldu. Nordrassil’i yok ederek Dünya
Sütunu’nu parçalamakla başladığı işi bitirme niyetindeydi.
Deathwing daha
sonra Doğu Krallıklarına doğru yol alır. Zira Twilight Highlands Ejder Kraliçesi
Alexstrasza’ya ev sahipliği yapıyordu. Deathwing ve onun Alacakaranlık
Ejderleri dediği çalınan ejderha yumurtalarının yozlaşmasıyla yaratılan bir
ejderha ordusu, Hayat Aspect’i ni yok etmek için hazırlardı. Kızıl Aspect’te
aynı planları kuruyordu. Oğlu Calen ve sayısız Kızıl Ejder ile birlikte
Deathwing’i bir kez ve tamamen ortadan kaldırmak için hazırlık yapıyordu.
Yaptığı planlar, Deathwing’in tahmin edilenden de güçlü olması yüzünden
başarısız oldu. Alexstrasza, Neltharion ile bizzat çarpışmak zorundaydı artık.
Dragon Queen & Deathwing
Tüm bunlar olurken Azeroth’un sakinleride kendi mücadeleleri içerisindeydiler. Durotar’ın tükenme noktasına gelen kaynakları Horde’u daha saldırgan bir hale getiriyordu. Warchief Thrall’ın önderliğinde öfkesini dizginlemeyi başaran Horde, Thrall’ın tahtını eski dostu Grom Hellscream’in oğlu Garrosh’a bırakıp dünyalarının feryatlarına cevap vermek için Toprak Halkaya katılmasıyla giderek daha büyük karışıklıklara sürükleniyordu. Yaşanan bir dizi iç krizin ardından Garrosh belki de dikkatleri başka yöne çekmek için Forsaken’a Doğu Denizi’ni ve Loderon’u tamamen Horde hakimiyetine sokmasını emretti. Lord Tirion Fordring’in yeni bir Lich King olarak Slyvannas’ın ortaya çıkmasına yönelik endişelerine karşılık genç Warchief, bizzat Lady Slyvannas’ı ikaz ettiyse de, Gilneas Krallığı, Forsaken’ın gazabı karşısında korkunç bir savaşın ardından dümdüz edildi.
Savaşın
başlamasının ardından, Gilneas Şehri kendi içindeki lanete yenik düştü. Gilneas
halkının neredeyse tamamı Worgen denilen yaratıklara dönüştüler. Night Elf
Druidleri’nin yardımı ile özgür iradelerini geri kazanan Gilneas, Worgen’ları
son savaşlarını vermeye başladılar. Dark Lady Slyvannas bu yeni düşmanın karşısında
ordusunu daha da büyütmek için Veba Topları’nın kullanılmasını emretti. Böylece
ne Loderon’da ne de Doğu Krallıkları’nın tamamında kendisine karşı durabilecek
hiçbir güç kalmayacak, Argent Crusade dahi ona müdahale edemeyecekti. Dark
Lady’nin hayalleri kendisi için korkunç olan bir gerçek ile son buldu. Worgen
denilen bu ırk Veba’dan etkilenmiyordu. Tüm güçleri ile karşı koydularsa da
Afet’in yaşanması ile Gilneas’ın umut ışığı söndü. Afetin etkisi ile büyük
bölümü sular altında kalan Gilneas artık Forsaken’a direnemiyordu. Bu yüzden
yeni müttefikleriyle birlikte Kalimdor’a doğru yelken açtılar. Darnassus ile
olan dostlukları Gilneas halkının İttifak’a katılmasını sağladı.
Giderek kaynayan
Horde da kendine bir müttefik bulmuştu. Kezanlı Goblinler medeniyetlerinin
yuvası olan Kezan’ın Afet’in etkisi ile oluşan volkanik patlamalarla yaşanamaz
hale gelmesi yüzünden bir Tüccar Prens olan Gallywix’in önderliğinde
anayurtlarını terk ederek denize açıldılar. Tüccar Prens’in planı gayet basit
ve bol kazançlıydı. Gemisine binebilmek için kendisine yığınla ödeme yapan
Goblinleri karaya çıktıkları zaman köle olarak satacak ve belki de tüm
Azeroth’ta ki en zengin kişi olacaktı. Bu hayalleri kendilerine bir düşman
bulmaları ile son buldu. Horde ile Alliance arasında açık denizde süren bir it
dalaşına kurban gittiler. Eski Warchief Thrall’ın bulunduğu Horde gemisi
Alliance Zırhlısı tarafından uzun süredir takip edilmektedir ve nihayet yakalanır.
Böylesine kritik bir görevde arkada şahit bırakmak istemeyen Stormwind Amirali
belki de savaşın gidişatını değiştirecek bir emir verdi. Alliance toplarının
bir bölümü Kezan Goblinleri’nden geriye kalan her şeyi taşıyan gemiye ateş
açtı. Alliance tarafından neredeyse yok edilecek olan Goblin halkı Thrall’ın da
çabaları ile Bilgewater Karteli adı altında Horde’a katıldılar.
Yeni
müttefiklerinin sağladığı teknolojik avantajlardan yararlanan Durotar ve diğer
Horde üyeleri yeni Warchief Garrosh’ın emri ile tüm güçlerini kullanarak
Alliance’a karşı geniş çapta bir mücadeleye girişti. Kalimdor’un kuzeyine, Doğu
Krallıklarının da Güneyine doğru hammadde ve halklarını hayatta tutacak diğer
kaynakları ele geçirmek için savaşan Horde burnunun dibinde ki Hyjal de süren
savaşı göremiyor, Alliance da aynı şekilde kendilerine karşılık vermeye
çalışıyordu.
Alliance’ın
durumu Horde’tan iyi değildi. Kalimdor’daki Horde baskısına karşı harekete
geçtiler. Stormwind ve Ironforge arasında ki kara bağlantısı kopmuştu. Buna ek
olarak Stormwind’in burnunun ucunda yeni kayalıklar ve adalar ortaya çıkmıştı.
Alliance kendi halkını korumanın yanında ideallerini hayata geçirmek istiyordu.
Kutsal ormanlarını korumak isteyen Night Elfler ile Loderon’ı tekrar insanların
ana yurdu yapmak isteyen Stormwind kendi savaşını vermeye başladı. Alliance’ın
geri kalanı da onlara destek olurken her halk gibi kendi sorunları ile de
ilgileniyordu.
Tahtı boş kalan
Ironforge, Üç Çekiç Konseyi tarafından yönetilmeye başlandı. Üç Konsülün
önderliğinde zor zamanlar yaşayan Cüce klanlarını birleştirmek üzere harekete
geçtiler. Gnome ise eski şehirleri Gnomeregan’ı geri almak istiyordu.
Tunderbluff
kapısının eşiğindeki İttifak tehdidine ek olarak kendi içlerinde ki
ayaklanmalar ile uğraşıyor, Darkspear Trolleri yeni Warchief’lerinin kuşku dolu
bakışları altında kendilerini sadece İttifaktan değil, Guruh’tan da korumaya
çalışıyordu. Zandalari Trolleri’nin Azeroth’ta ki tüm Troll halklarına tek ve
güçlü bir Troll İmparatorluğu kurma çağrısına sırtını dönden Darkspear Trolleri
sadece Guruh’un değil, İttifakın da yardımı ile buna engel oldular. Zira
Zandalari bu birleşmeyi sağlamak için yapmamaları gereken bir şey yapmış ve
tutsak edilmiş bir Loa’nın gücünü kullanmayı planlamıştı. Kan Loa’sı nı hafife
almanın bedelini daha önce Grubashi çok ağır ödemişti ve şimdi bu bedeli tüm
Troll ırkı ödemek üzereydi. Vol’jin buna müsaade etmedi. Zandalari ve onun
etkisindeki diğer Troller püskürtüldü. Koca bir ırk, belki bilincinde
olmamalarına rağmen büyük bir felaketten kurtulmuştu.
Zandalari'nin Çağrısı
Horde ve
Alliance tüm kuralları hiçe sayarak halklarını Afet’ten sağ kurtarmak için
Azeroth’un her köşesinde savaşmaya başladılar. King Varian nihayet kendisi gibi
bir rakip bulmuştu karşısında, Warchief Garrosh…
Azeroth’un
kahramanları dünyalarını gezmeye devam ediyorlardı. Haritalar değişiyor, yeni
sahalar ve hazineler onları karşılıyordu. Uzun süren bir uykunun ardından Ysera
tekrar uyanık dünyadaydı. Nordrassil’i Firelands’in gazabından korumak için
çırpınan Yeşil Aspect dünyayı dolaşan bu güçlü müttefikleri sayesinde daha
güçlü müttefikleri kendi safına kattı. Arcdruid Malfurion Stormrage, Demigod
Cenarius, Goldrin, Malorne, Tortolla, Aviana ve daha nicesi Rüya Aspect’i nin
çağrısına kulak verdi. Firelord’un sadece kendi dünyasında yenilirse tamamen
bir sorun olmaktan çıkacağını söyleyen Malfurion kendi önerisini bizzat hayata
geçirdi. Artık Dünya Şamanı olarak anılan Thrall’ile birlikte Firelands’e
yürümeye hazırlandıkları bir sırada beklemedikleri başka bir şey ile
karşılaştı. Teldrassil’in baş mimarı ve daha nice aykırılığın sorumlusu Fandral
Staghelm ve onun izinden giden Ateş Druidleri’nin ihaneti sonucu Thrall şamanı
olduğu dünyadan koparıldı. Eski Tanrıların laneti ile bedeni ve ruhu dört
parçaya ayrıldı. Her bir parçası Elemental Boyutun bir köşesine gönderildi.
Thrall’ın ruhunu bu lanetten kurtarmak ise gelecekteki eşi ve hayatının aşkı Aggra’ya
düştü. Aggra’nın uğraşları ile tekrar Azeroth’a dönen Thrall başladıkları işe
devam etti.
Malfurion,
Azeroth’un kahramanları ve Hyjal muhafızlarından oluşan kuvvetleri ile Alev
Tahtına yürüdü. Uzun süren çarpışmaların ardından nihayet Firelord ile yüzleşen
kahramanlar Nordrassil’i Firelands'in bitmek tükenmek bilmeyen elemental
ordularından kurtarmayı başardılar.
Deathwing büyük
bir müttefiki yitirmişti ancak planlarında ne bir aksama ne de gücünde bir
zayıflık vardı. Esas darbesini indirmek üzereydi. Dört Ejderha Aspecti’ni ve
Afet’in başından beri kendisine sorun çıkartan Thrall’ı yok edecekti. Buna
yetecek gücü vardı ve bunu kullanacaktı. Ejderlerden, Elementallerden,
insanlardan, orclardan… Azeroth’un her yerinden topladığı Alacakaranlık Ordusu
ile Wrymrest Tapınağını kuşattı. Ejder haneleri artık son savaşlarını
veriyorlardı. Titanların Azeroth’a bıraktığı en önemli miraslardan biri olan
Ejder Gardiyanlar hayatta kalmak için savaşıyorlardı. Zira onların yok
edilmesiyle Azeroth’un da sonu gelecekti. Tüm kuralların ve gerçeklerin ortadan
kalktığı bu zamanda Zaman Lordu Nozdormu bir kuralı daha kaldırdı ortadan.
Azeroth’un kahramanlarına eğer Deathwing kazanırsa neler olacağını gösterdi. Bu
yaşanacakların önüne geçmek isteyen kahramanlar Nozdormu ile birlikte geçmişe
gittiler. Azeroth’un en karanlık saatine, Sonsuzluk Kuyusunun yok olduğu, Yanan
Lejyon’un Kalimdor’u kasıp kavurduğu o zamanlara. Şimdiye kadar dövülmüş, en
güçlü silahı almak için. Geçmişin mirasını almak ve onunla geleceği kurtarmak
için. Ejder Ruhu’nu (The Dragon Soul).
Nozdormu, geçmişte bir takım değişiklikler yaparak Ejder Ruhunu ele geçirdi. Artık
Deathwing’i durdurmak için bir umutları vardı. Kahramanların ve Dünya Şamanı
Thrall’ın nezareti altında Dragon Soul, Wrymrest Tapınağına getirildi. Sihrin
Aspect’i Kalecgos’un da onayı ile Dragon Soul’u kullanmaya karar verdiler. Dört
Ejder Aspect’i zaten kendi güçlerini taşıyan Dragon Soul’u tekrar kendi güçleri
ile yüklediler. Silahları hazır olduğunda Thrall, Deathwing’e ilk darbeyi
indirdi. Dragon Soul’u hisseder hissetmez kaçmaya çalışan Deathwing bu ilk
darbeden kaçamadı. Aldığı yaranın etkisi ile güneye doğru kanat çırpmaya
başladı. Ancak Aspectler ve Kahramanlar peşini öyle kolay bırakmaya niyetli
değillerdi. Bu son savaştı. Ya Deathwing’in deliliğine son verilecek, ya da her
şey kaybedilecekti.
Deepholm’de
yaptırdığı zırhı kahramanlar tarafından söküldükten sonra Deathwing, Thrall’dan
bir darbe daha aldı. Darbe ölümcüldü, kor kalbini yararak göğsünden dışarı
çıktı. Ve Siyah Musibet Neltharion her şeyi başlattığı yer olan Mealstorm’a
düştü. Ancak deliliği burada son bulmamıştı. Artık bir ejderden başka her şeye
benziyor, Mealstorm’un etrafında ki kayalara tutunarak hayatta kalmaya
çalışıyordu.
Son Afeti
yapmaya hazırlanıyordu Deathwing, öyle bir Afet ki en başından beri bahsettiği
alevlerle yeniden doğan dünyayı yaratacaktı bu Afet. Kahramanların ve
Aspectlerin gücü karşısında fazla direnemedi Deathwing, Dragon Soul son kez
ateşlendi. Deathwing yani Yok Edici, Kara Musibet, Hain, Karanlık Olan, Dünya
Kıran ve kendisini son çağırdığı şekliyle Afetin Kendisi Neltharion’un külleri
Mealstorm’un akıntılarında kayboldu. Yok Edici’nin ironik bir şekilde yok
edilmesiyle birlikte Afet sona erdi.
Ejderha
Aspectleri Titanların kutsaması ile kazandıkları antik güçlerini tamamen
yitirdiler, Alexstrasza ve diğer Aspectler artık yeni bir çağın başladığını
anlayıp ölümsüzlüklerinden vazgeçtiler. Ölümlülerin Çağı başlamıştı artık.
Cataclysm'in
Azeroth, Deathwing belasından da kurtuldu. Ancak refah yaşanamadı. Deathwing’e karşı bir olan
Guruh ve İttifak yine birbirlerinin karşısına geçtiler. Azeroth’un şimdiye
kadar gördüğü en büyük savaş başlamak üzere. Tüm gezegeni kaplayan savaş başka
şeyleri de çıkardı ortaya, nefret ve ölüm dışında. Güney denizlerinden yeni
haberler gelmekte. Yeni medeniyetler ve sırlar ortaya çıkıyor.
Dünyalarını
korumak için Azeroth sakinleri bir çok maceraya atıldı. Onlar yabancı
dünyalardan gelen gölge ve alev efendileri ile savaştılar. Ölüm herkesi ve her
yeri yuttuğu zaman onlar hudutları tuttular. Delilik yıkıma dönüştüğü zaman
onlar tiranların karşısında tüm güçleriyle durup savaştılar. Ancak her şeye
rağmen, Azeroth’un limitleri henüz keşfedilmedi…
Türkçe Çeviri Kaynak : http://www.wow-tr.com/threads/8859-The-Cataclysm
No comments:
Post a Comment